16 Eylül 2007 Pazar

so it is....



sıkıntılı havalar...
yine gece...

hani bazen olur ya, aldıgın nefes bile fazla gelir, ama sen o kadar da bunalım takılmazsın, bi umursamazlık vardır ustunde...
normal bi tutum mu bu acaba?

ilginç...

nasıl denir.. degişik bişey ya...
anlatılmıyo..
yazılmıyo..
soylenmiyo..
vardır ya boyle şeyler...
kagıdı kalemi alırsın eline, ama dokemezsin..
o kagıt dolmaz bi turlu...
için kadar dolmaz...

and so it is...
just like you said it should be...

ruh bedenden ayrılıyor çekimine girdim misali...


11 Eylül 2007 Salı

deli...

gece gece..
umdugu yerde degil..
buldugunu yemekle yukumlu oldugu bir zamanda, bulamadıklarının peşinden gitmeye hevesli ama korkak..
geri planda tutuyor kendini, nedensizce..
kendini kendi içinde yaşamaya calısıyor..
uzulemıyor..
sevinemiyo..
gulemıyor..
aglayamıyor..
nasıl tarıf edilir ki?....

durgun, kimsenin farkedemeyecegi bi gurultuyle...
susuyor, ama herkes onu dinliyo aslında..
anlattıklarını...
ama bunlar degil ki soledikleri, içinde neler var ah bi bilseniz..

sıkılmıyo, ama eglenmiyo da...
sıkılmaya daha egilimli..
utangac bi cocuk mu var yureginde ya da oyle gorunmeye calısan?
sankı cocuk biliyor sessizligin soleyeceklerınden daha az ilgi cektigini..
kim anlar ki?
kimse..
kendi bile anlayamadıktan sonra...
kimse..

ya sen..
neden bunları yazdıgını biliyomusun gece gece??
deli..........